SADIK YALSIZUÇANLAR VE “ÜSTAD: NUR’DAN BİR DEM” ROMANINDA YAZAR ESER İLİŞKİSİ

Özet

Sadık Yalsızuçanlar roman, hikâye, anlatı, deneme gibi pek çok türde eserler vermiştir. Onun roman ve hikâyeleri postmodern ve sürrealist bir özellik taşır. Romanlarının en önemli özelliklerinden biri de kendisinin ve çevresinin hayatına yer vermesidir. Annesi, babası, kendisi, abla, abi ve yakın akrabaları sık sık romanlarına konu olurlar.

Yalsızuçanlar romanlarında özellikle tasavvufi ögelere de çok yer verir. Mevlâna, Yunus Emre, Muhyiddin İbnü’l-Arabî, İmam-ı Rabbani gibi tasavvuf büyüklerini konu edinir. Üstad: Nur’dan Bir Dem yazarın kendi gençlik yıllarını ve tasavvufi gelişimini anlatan bir romandır.  Kendisi üzerinden ninesini, dedesini, babasını, annesini, kardeşlerini, teyze ve dayılarını anlatır. Özellikle romanın başlarında bu yakın akrabaları çok yer tutar.

Roman 47 yaşında masasında yazarken Cemil/Sadık Yalsızuçanlar’ın dayısının ölümünü duyması ile başlar. Cemil bu haberle eski günlerini hatırlamaya ve kaleme almaya başlar. Önce dede, nine, baba, ailedeki insanlar anlatılır. Evde kavga, problem eksik olmamaktadır. Cemil bu huzursuzluklardan kaçmanın yollarını arar. Önce lise aşkı Nigar ile sevgili olur. Daha sonra Asteğmen Muhammet Hoca vasıtasıyla Üstad’ını bulur.

Üstad’ın eserlerini okumaya başlamasının ardından bütün hayatı değişir. Kitapların okunduğu bir eve gidip gelmeye başlar. Hatta tatillerde orada kalır. Nigar’dan ayrılır. Artık kendisini okumaya vermiştir. Okudukça Üstad ile arasında manevi bir bağ oluşur.

Roman geriye dönüşlerle, hatırlamalarla devam eder. Cemil Üstad ile özleşmiştir. Artık rüyalarında bile onu görür. Üniversite okumak için Ankara’ya gider. Kaldığı yerde sürekli okur. Babası, annesi ölmüştür. Ancak Üstadı ile olan manevi bağı hiç eksilmeden devam eder. Roman yazarın içinde kendisini ve çevresini yazdığı otobiyografik bir eserdir.