SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME SİSTEMİNE NORA FİNGSCHEİDT'İN "SİSTEM KIRICI" ADLI FİLMİNDEKİ ELEŞTİREL BAKIŞ

Özet

Günümüzde sinema, sanatsal anlamlarından ayrı olarak ayrıca sosyolojik sorunları yansıtan mesajlar da sunmaktadır. Filmlerdeki dramatik ve sürükleyici görsellerin ve anlatıların seyirci üzerinde önemli bir etkisi olduğu bilinen bir gerçektir; sonuç olarak toplumsal sorunların yanı sıra bireylerin zorlu yaşamlarını da yansıtan filmler izlemek toplumu daha iyi anlamamızda rol oynarlar. Bu şekilde hayatımızı eleştirmemize, kendimizi anlamamıza, sosyal bütünlük ve ilişkilerimizi sorgulamamıza yardımcı olurlar. Nora Fingscheidt'in System Crasher (2019) filmi de bu tür filmlerden biri olarak kabul edilebilir. Sistem Kırıcı adlı film, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme/Koruma adı verilen sistemin içinde, sosyal hizmet görevlilerinin ısrarlı çabalarıyla bir yer bulmaya çalışan, kontrol edilemeyen şiddetli öfke patlamalarını önlemeye uğraştıkları, sürekli problem yaratan, travma geçirmiş, dokuz yaşında bir çocuk olan Benni’nin toplumdan dışlanmasını konu almaktadır. Benni, Alman sosyal hizmetlerinde bir ev veya bakım tesisi bulmak için her şeyi deneyen, ancak başarısız olan çocukları tanımlamak için kullanılan, “Systemsprenger" “sistem bozucu/yıkıcı” olan bir çocuktur. Bu nedenle, Fingscheidt'in filmi, Benni'nin koruyucu bakım evlerinden psikoterapiye, öfke yönetimi kurslarından sürekli tedavi tesislerine geçişinin tasvirine odaklanmaktadır: Filmde, sonsuz bir döngüye dönüşen olaylar dizisi içinde kısılan bir çocuğun toplumsal yalnızlığı yansıtılmaktadır. Bu çalışma, Nora Fingscheidt’in System Crasher’ının sosyolojik yansımaları ile Çocuk Esirgeme/Koruma Sistemine nasıl eleştirel bir bakış açısı sunduğunu aktarmayı amaçlamaktadır. Sonuç olarak, savunmasız çocukları korumak için daha iyi bir Çocuk Esirgeme Sisteminin gerekliliği konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek adına sosyal temalı bu tür filmlerden daha fazla üretilmelidir.